Duygusal yeme davranışında kişiyi yemeye yönlendiren şey aslında “Açlık” değil, “Çözümlenemeyen Duygulardır”. Açlık yavaş yavaş gelişir ve midede hissedilir, buna karşılık, duygusal yeme atacı aniden meydana gelir ve özellikle ağızda, “Birşeyler yeme isteği” olarak kendini gösterir.
Duygusal yeme eğilimi olan kişiler baş edemedikleri olumsuz duygularının neticesinde hemen bir şeyler atıştırarak, kendilerini o an için rahatlatırlar. Ancak, çoğu zaman farkına vararak, keyfini çıkararak yenmez bu atıştırmalıklar, tam tersine bir de bakılır ki koskoca bir paket cips bitivermiş, ya da en büyük boy çikolata paketinden geriye bir şey kalmamış!
Sorunlarıyla direkt bir biçimde yüzleşmeyen, sıkıntılarına çözüm bulmaya çalışmayan bu kişilerin yedikleri, adeta bir ağrı kesici görevi görür, ama her ağrı kesici gibi etkileri sadece kısa bir süre içindir! Bir sonraki sıkıntı verici ve baş etmesi güç duyguda, bu kişiler kendilerini tekrar yemekle teskin etmeye çalışır ve bu böyle sürer gider.
Duygusal yeme eğilimi olan kişiler, artık bir süre sonra fazla kilolu kişiler haline gelir ve ondan sonraki süreçte baş etmeleri gereken şeyler bir değil birkaç tane olur: İlk etapta kendini gösteren duygular (stres, üzüntü, can sıkıntısı, kızgınlık vb.) ve yedikten sonra hissedilen pişmanlık, suçluluk, başarısızlık düşünceleri. Bu durum tam bir kısır döngüye dönüşüp, yıllar boyu devam edebilir.
Fiziksel Açlık Bekletilebilir
Duygusal yeme, arkasında suçluluk bırakır; fiziksel açlığı doyurmak için yenen yemek bırakmaz. Tok olduğunuzda bile, bir duyguyu tatmin etmek için yiyor iseniz, bundan sonra da yemeye devam edeceksiniz demektir. Aç olduğunuz için yediğinizde doyduğunuzda duracaksınız.
Duygusal açlık basbrdığı zaman, en önemli belirtilerinden biri belirli bir yiyecek üzerine odaklanmanızdır, bunun daha çok bir rahatlatma yemeği olduğunu bilirsiniz. Rahatlatıcı yiyecekler, insanların bir duyguyu sağlamak ya da sürdürmek için tercih ettikleridir.
Negatif ruh halleriyle birlikte gelen istek yeterince ilginç değilmiş gibi bazı insanlar kendilerini ancak bu yemeklerle iyi hisseder. Dondurma rahatlatıcı yemekler listesinin en başında gelenlerden birisidir. Dondurmadan sonra, kadınlar için çikolata ve kurabiye; erkekler için pizza, biftek ve güveçler gelir…
Hepimiz bazen duygusal sebeplerden dolayı yeriz. Ama yemek yemek duyguları ayarlamak için insanın tek ve ana stratejisi haline gelmemelidir. Özellikle de o insan seçimlerini son derece sağlıksız yiyeceklerden yana yapıyorsa… Eğer yiyorsanız, aç değilseniz, vücudunuzun kaloriye ihtiyacı yok demektir. Bu sıklıkla olmaya başlarsa, bu ekstra kaloriler vücudunuzda yağ olarak depolanmaya başlar ki bu da ileride çok daha ciddi sağlık problemleri ile karşılaşmanıza sebep olur.
Yemek yemek yerine bir arkadaşı aramak, yürüyüşe çıkmak, evi toparlamak ya da başka işlere yöneltmek çok daha sağlıklı olacaktır. Bir yemek günlüğü edinin ve neler yediğinizi yazın. Hangi saatte yeme ihtiyacınız oluyorsa yarım saat öncesinde sağlıklı bir yiyecek yiyin. Bu şekilde ne zaman ne yemek istediğinizi fark edeceksiniz. 2-3 hafta yazmayı sürdürdüğünüzde ise duygusal bir yiyici olup olmadığınıza karar vereceksiniz. Eğer öyle iseniz, profesyonel yardıma ihtiyacınız var demektir.
Eski çağlarda, insanlar acıktıklarında karınlarını doyurmak için yerlermiş ve zaten işlerinin büyük bir kısmı bedensel olarak çalışmayı da gerektirdiği için yediklerinin kalorisini büyük ölçüde yakarlarmış. Ancak, dünyanın gelişmesiyle ve tüketim seçeneklerinin zenginleşmeye başlamasıyla “yemek” artık sadece açlığı doyurmak için değil, keyif almak için de gerçekleştirilen bir davranış olmaya başladı.
Hepimiz gündelik yaşamımızda, zaman zaman, sadece tadını sevdiğimiz için, keyif almak için tabii ki bir şeyler yiyebiliriz. Ancak, bunun sıklığı artmaya başlamışsa ve üzüntü, stres, öfke gibi olumsuz duyguları her hissedişinizde kendinizi buzdolabının önünde, özellikle de hemen tüketebileceğiniz şekerli, yağlı, unlu yiyeceklere elinizi uzatırken buluyorsanız, duygusal yeme atakları yaşıyor olabilirsiniz.
Duygusal Yemeyi Nasıl Durdurabiliriz?
Bu bilgiler ışığında, duygusal yeme ataklarınız olduğunu düşünüyorsanız, çevrenizin desteğini de alarak, ilk olarak kendi kendinize yardım etmeyi deneyebilirsiniz. Sağlıklı baş etme becerisini kazanmaya doğru ilk adım, yeme isteğiniz belirdiğinde, duygularınızı ve yaşadıklarınızı isimlendirerek durumu tanımlamanız ve farkındalık kazanmanızdır.
Ancak, bazı duygusal yeme ataklarının temelinde kronik stres, depresyon, panik atak, yeme bozuklukları gibi psikolojik sorunlar yatabilir ve kendi kendinize yardım etme girişimleriniz büyük olasılıkla yeterli olmayabilir. Bu tür durumlarda, konusunda uzman bir psikoloğun yardımına başvurmanız, tıbbi destek almanız gerekiyor ise bir psikiyatri uzmanı ile görüşmeniz, sıkıntılarınızı etkili biçimde çözümlemenizde size yardımcı olacaktır.
Açlığınız Duygusal Mı Biyolojik Mi?
Gerçek açlık hissi tamamen biyolojik ve etkisini yavaş yavaş gösteriyor.
Duygusal açlık ise tamamen psikolojik sorunlar üzerinden şekilleniyor. Şayet ikisi arasındaki farkı anlamakta zorluk çekiyorsanız, aşağıdaki yorumları dikkatle incelemeniz yeterli…
Biyolojik Açlık
• Yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
• Yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
• Sebzeden meyveye her türlü besinle yok etmeniz mümkün.
• Boyun albndan başlayan bölgede etkisini gösteriyor (Karı?n guruldaması gibi…) Oğünlerden birkaç saat sonra başlıyor.
• Yemek yedikten sonra tamamen kayboluyor.
• Tatminkarlık sağlıyor.
Duygusal Açlık
• Bir anda ortaya çıkıyor.
• Genellikle belli yiyeceklere yönleniyor.
• Boyun üstündeki bölgelerde etkisini gösteriyor. (Çikolata yemeyi hayal etmek gibi…)
• Son yediğiniz öğün ile hiçbir bağlantısı bulunmuyor.
• Tok olmanıza rağmen yemeğe devam etmek istiyorsunuz.
• Pişmanlığa neden oluyor.
Stres ve beslenme her zaman bağlantılı olmuştur, bu bir gerçektir. Sağlıklı ve dengeli bir diyet yapan kişinin, dengesiz diyet yapan birinden daha az stresli olması muhtemeldir. Stres artık dünyada milyonlarca insanı etkileyen, önemli bir sağlık bozukluğu olarak bilinir.
Hepimiz bazen duygusal sebeplerden dolayı yeriz. Ama yemek yemek duyguları ayarlamak için insanın tek ana stratejisi haline gelmemelidir. Özellikle de o insan seçimlerini son derece sağlıksız yiyeceklerden yana yapıyorsa…