Kısaca Kahve ve Edebiyat Üzerine

Çoğumuzun bildiği gibi, merkezi Londra’da bulunan Uluslararası Kahve Organizasyonu (International Coffee Organization)’da, “dünyanın sudan sonra en çok tüketilen ikinci içeceği olan” kahvenin 2015 yılından başlayarak, her yılın 1 Ekim’inde özel bir gün ile kutlanması gerektiğini kararlaştırmıştır. O yıldan sonra ülkemiz dahil, dünyanın 70’ten fazla ülkesinde her sene 1 Ekim günü “Dünya Kahve Günü” olarak son derece çeşitli ve renkli etkinliklerle kutlanıyor.

Ben, bu yıl 3’üncüsü kutlanan bu özel güne konu olan bu özel içecek hakkında zaten iyi bilinen sayısız yararları (başta uyuklamaya ve tembelliğe eğilimli beyinleri kısa sürede uyarıcılığı) sıralamak yerine, onun yazınsal üretkenliği artırıcı olabilen yönüne kısaca değinmek istiyorum.

edebiyat kahve

Fazla iddialı görünmekten çekinmeyerek, şu cümleyi kurmadan edemeyeceğim: “Yaşadığımız gezegenin hiçbir ülkesinde tanınsın tanınmasın hiçbir edebiyat insanının günlük yazı aktivitelerine farklı türde ve biçimde hazırlanmış bir fincan sıcak kahvesiz başlayabileceğine pek inanasım gelmiyor”. Bununla birlikte, insan beyninin zevkleri farklılık gösterebileceğinden, sıcak kahvenin yerine alternatif olarak onun yakın kuzeni sıcak çikolatayı veya uzak kuzeni sıcak siyah çayı tüketen edebiyat insanları da mutlaka çıkacaktır diye de eklemek isterim.

edebiyat kahve

Bir hekim ve henüz tanınmamış bir yolculuk şairi olarak, ülkemiz insanlarının kahve konusunda diğer ülkelerdeki kahveseverlere göre önemli bir avantaja sahip olduklarını düşünüyorum. Çünkü bizim köklü yeme-içme kültürümüzde, yüzyıllardır ikram edilen her fincan Türk Kahvesi’nin yanında, ideali oda sıcaklığında olan bir bardak suyun da sunulması adettir.

Bu şekilde hem böbrek sağlığımızın korunmasına katkıda bulunmuş olunurken, hem de bir sonraki farklı bir sıcak kahve türüne (örneğin Cappucino ya da Espresso) veya farklı bir başka sıcak içeceğe (örneğin sıcak siyah çay ya da sıcak çikolata) olası geçişte tat reseptörlerimizin, deyim yerindeyse, bir tür arınma yaşaması sağlanır. Böylelikle diğer sıcak içeceklerin de tadına tam anlamıyla varılabilinir.

edebiyat kahve

Bir yolculukta olayım olmayayım, hemen her sabah bir şiir ya da düzyazı denemesine girişmeden önce, bir fincan sıcak ve mutlaka şekersiz hazırlanmış değişik tipte bir kahveyi çalışma ortamımdan eksik etmem. Ayrıca, her kahve içişim sonrasında tükettiğim 1 bardak suyun yanında ağzıma 2 tane Antep fıstıklı lokum atmayı da unutmam. Ne de olsa, beynimin depolayamadığı ama onsuz da yapamayacağı bir miktar şekeri yoğun bir zihinsel faaliyet öncesi kendisine sunmak gerektiğini bilirim. Yeterli olmazsa, yeniden gelsin bir fincan sıcak kahve ve eşlikçileri.

Peki ya sonra? Sonrasında, diğer favori içeceğim olan sıcak ve şekersiz siyah çay, orta demli hali ile nöbeti uzak kuzeninden devralır.

Henüz yorum yok

Cevap Bırakın

Mail adresiniz yayınlanmayacaktır

css.php