Dünyanın en çok tüketilen ikinci içeceği olan kahve, keşfedildiği günden bugüne dek pek çok değişim geçirdi. Oldukça etkileyici olan kahve tarihi, toplumu etkileyen sosyal ve politik akımların etkilerinin en net görülebildiği alanlardan biri.
Milyonlarca insanın her gün tükettiği kahvenin serüveni, yasaklamalarla ve zorluklarla dolu. Gelin kahvenin keşfedilmesinden bugüne kadar geçen yolculuğunu birlikte inceleyelim.
Kahvenin Keşfi
Kahve tarihi hakkında en az bilinen dönem, keşif dönemidir. Kahvenin nasıl keşfedildiği hakkındaki ortak inanış, 9. yüzyılda bir çoban tarafından kazara bulunduğudur.
Efsaneye göre; 9. yüzyılda Etiyopya’da çobanlık yapan Kaldi, keçilerin belirli bir ağacın meyvelerini yedikten sonra aşırı enerjik olduklarını fark eder. Keçilerin o kadar enerji doludur ki geceler uyumazlar. Bunun üzerine keçilerin yediği kırmızı meyvenin tadına Kaldi de bakar ve çok daha enerjik olduğunu görür.
Bu buluşun ardından Kaldi, yerel manastırdaki baş keşişe durumu anlatır ve beraberinde getirdiği meyveleri sunar. Keşiş meyvelerden bir içecek hazırlar ve özellikle saatler süren akşam dualarında kendisini enerjik tutmaya yaradığını fark eder. Manastır içerisinde kahve içimi iyice yaygınlaşır. Yavaş yavaş halk arasında da bilinmeye başlayan kahvenin ünü Arap yarımadasına kadar ulaşır.
Kahve Tarihi: İlk Zamanlar
Arap yarımadasına ulaşan kahvenin tarımı ve ticareti yapılmaya başlanır. 15. yüzyıla gelindiğinde kahve, Yemen bölgesinde yetiştirilmeye başlanmıştı. 16. yüzyılda ise İran, Mısır, Suriye ve Türkiye’de bilinir hale gelmişti.
Ev kullanımının dışında kahve evleri olarak adlandırabileceğimiz ‘qahveh khaneh’ oluşumları da ilk kez bu dönemde başlamıştır. Özellikle sosyal yaşam içerisinde büyük rolü olan bu kahve evleri, halkın toplanma yerleri haline gelmiştir. Müşterilerin müzik dinlendiği, fikir alışverişinde bulundukları ve satranç oynadıkları mekanlar “Bilgelerin Okulu” olarak adlandırılıyordu.
Mekke’yi her yıl ziyaret eden turistler ve yolcular sayesinde “Arabistan şarabı” tüm dünyaya yayılmaya başladı.
Avrupa Kahveyle Tanışıyor
Ortadoğu’yu çeşitli sebeplerle ziyaret eden Avrupalılar, ülkelerine döndüklerinde alışılmadık koyuluktaki bir içecekten bahsediyorlardı. 17. yüzyıla gelindiğinde ise kahve, Avrupa’da tanınmaya başlamış ve popülerleşmişti.
Kahvenin genel kabulü ise, daha sonraları gerçekleşti. Avrupa’da tanınmaya başladığı ilk dönemlerde halkın bir kısmı, kahvenin “Şeytan’ın acı icadı” olduğunu söyleyerek reddetti. 1615 yılında Venedik’teki rahipler, kahve kullanımını kınamışlardı. Tartışma o kadar büyüktü ki, dönemin papası 8.Clement’ten müdahale etmesi istendi.
İçeceği denemeden herhangi bir açıklama yapmak istemeyen 8.Clement, kahveden oldukça etkilenmişti. Ve bunun üzerine kahve, papalığın onayını almayı başardı.
Kahve tarihinde yaşanan bu tartışmalara rağmen Avrupa’nın en büyük ülkeleri olan İngiltere, Fransa, Almanya Avusturya ve Hollanda’da kahve evleri açılmaya başlanmıştı. Sosyal yaşamın merkezi haline gelen bu işletmelerde toplumun farklı kesimleri bir araya gelerek vakit geçirebiliyordu. İngiltere’de “peni üniversiteleri” olarak anılan bu kahve evlerinde bir fincan kahvenin fiyatı 1 peniydi.
O dönemde kahvaltı içeceği olarak kullanılan şarap ve biranın yerini de kahve almaya başladı. Güne alkollü içecekler yerine kahve ile başlayanlar, çok daha enerjik oluyor ve dolayısıyla işlerini çok daha başarılı şekilde gerçekleştiriyorlardı.
17. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Londra’daki 300’ün üzerinde kahve evi, tüccarların ve sanatçıların buluşma noktası haline dönüştü. Günümüzde adı bilinen pek çok kahve markası, bu dönemde kurulan kahve evlerinin devamı niteliğindedir.
Amerika’nın Keşfi
1600’lü yılların ortalarında günümüzde New York olarak bilinen New Amsterdam’a ulaşan kahve, Yeni Dünya’da beklenen etkiyi yaratamadı. Şehir ve çevresinde birçok kahve evi açılmış olsa da çay, Amerika’nın en sevilen içeceği olmayı sürdürüyordu.
16 Aralık 1773’te koloni üyeleri, Kral 3.George tarafından çaya getirilen ek vergilere karşı büyük bir eylem gerçekleştirdi. 3 gemi dolusu çayın Boston limanına boşaltıldığı bu olay, Amerika’nın tarihini değiştirdi. Eylemler giderek büyüyerek İngiltere boyunduruğu altındaki Amerika’nın özgürlük mücadelesine dönüştü ve 3 yıl sonra Yeni Dünya, İngiltere’den bağımsızlığını ilan etti. Amerikan tarihine Boston Çay Partisi olarak kazınan mücadele, yeni ve bağımsız bir ülkenin kurulmasını sağladı.
Kahve Tarihinde Üretim Rekabeti
Dünya çapında yaygın şekilde tüketilmeye başlanan kahvenin, sadece Arap yarımadasında üretilmesi talebi karşılamaya yetmiyordu. Kahve tarihi süreçlerinin en ilginç dönemlerinden biri de, yeni üretim alanlarına sahip olabilmek için verilen mücadelelerdir.
17.yüzyılın ikinci yarısında kahve tohumları elde eden Hollandalılar, bu tohumları Hindistan’da yetiştirmeye çalışmış ve başarısız olmuşlardı. Daha sonra günümüzde Endonezya toprakları içinde yer alan Java adasında yapılan ekim çalışmaları başarıya ulaştı.
1714 tarihinde Amsterdam valisi, Fransız Kralı 14.Louis’e hediye olarak küçük bir kahve bitkisi armağan etti. Kral, bitkinin Paris’teki Royal Botanik Bahçesi’ne dikilmesini emretti. 1723 yılında Fransız donanmasından Gabriel de Clieu tarafından bitkiden alınan tohum, oldukça zorlu bir yolculuğun ardından Fransız sömürgesindeki Martinique’e ulaştı. Karayiplerdeki adaya dikilen tohum, 50 yıl içerisinde adada toplam 18 milyon kahve ağacı yetiştirilmesini sağladı. Gabriel de Clieu tarafından Martinique’e getirilen bu tohum; aynı zamanda Karayiplerde ve Güney ve Orta Amerika’da yetiştirilen tüm kahve ağaçlarının da atasıdır.
Brezilya kahvesinin de kahve tarihi içerisinde özel bir yeri vardır. Fransız kralı tarafından kahve çekirdeği almak için Fransız Guyanası’na gönderilen Francisco de Mello Palheta, tüm çabalarına rağmen başarısız olur. Bölge halkı kahve çekirdeklerini ve dolayısıyla da ticari gelirlerini paylaşmak istemez. Guyana valisinin eşi ise Francisco de Mello Palheta’nın dış görünüşünden ve çekiciliğinden çok etkilenir. Ayrılırken Palheta’ya sunduğu büyük bir buket çiçeğin içine kahve çekirdeklerini gizler ve bu sayede milyar dolarlık kahve endüstrisi start almış olur.
Kahve Yasakları
Kahve tarihi, çeşitli dönemlerde ve bölgelerdeki yasaklar ile de bilinir. Bu yasaklardan ilki, 1511 yılında Mekke’de uygulanmak istenmiştir.
Kendisine karşı olanların birleşmesini sağlayacağı düşüncesiyle yasağı uygulamaya sokan Mekke valisi, kahvenin radikal düşünceleri ve halkın sokaklarda toplanmasını tetiklediğini düşünüyordu. Aynı zamanda uyarıcı olarak kullanılması da, kahveye kötü bir ün sağlıyordu.
Benzer bir yasaklama girişimi de Avrupa’da yaşandı. 16.yüzyılda Avrupa’ya ulaşan kahve için rahipler, Şeytan İcadı diyor ve kullanımının yasaklanmasını istiyordu. Daha sonra kahveyi deneyen Papa 8.Clement, kahvenin papalık onayını almasını sağladı.
Kahvenin Osmanlı döneminde yasaklanmak istendiği de bilinenler arasında. 4.Murad 1623 yılında tahta çıktıktan sonra kahve yasakları uygulanmaya başlanmış ve bir dizi ceza yürürlüğe alınmıştı. Bu cezalara göre ilk defa kahve ile yakalanan kişilere dayak atılıyordu. İkinci kez yakalanan kişilerin ise deri bir kılıf içerisine hapsedilerek Boğaz’ın sularına atıldıkları söylenir. 4.Murad kahvenin yanı sıra alkol ve tütün ürünlerini de yasaklamıştır.
1713 ile 1867 yılları arasında günümüz Almanya’sının kuzeyinde hüküm süren Prusya Devleti de kahveyi yasaklamaya çalışan devletler arasındadır. 1777 yılında Prusya Kralı Frederick tarafından yayınlanan bildiri ile biranın kahveye üstünlüğü belirtilmiştir. Kahvenin ülkedeki bira tüketimini engellediğinin belirtildiği bildiri ile halkın yeniden kahvaltı için bira tüketmeye devam etmesi amaçlanmıştır. “Majesteleri bira içerek yetişmiştir.” denilerek bu düşüncenin temeli de açıklanmaya çalışılmıştır.
Kahve tarihi hakkında daha detaylı bilgi almak için Kütüphanenize Eklemek İsteyeceğiniz Kahve İle İlgili 10 Kitap yazımızı inceleyebilirsiniz.
Şimdiki kahve mekanı algısı ile o zamanların kahve evleri algısına bir bakın yani. Hakikaten gelişeceğimiz yerde geriliyoruz ve üstüne üstük bir de tarihimizi de unutuyoruz. Hoş ne zaman hatırladığımız da meçhul zaten ://
Kahvenin bir çobanının tesadüf eseri bulması sonrası büyük bir ün kazanması ve tüm dünyaya yayılması hep dikkatimi çekmiştir aslında. Ancak ilk dönemlerde farklı algılara yol açması ve zaman için de farklı bir seyir göstermesi de ilginç. Örnek: İlk dönemlerde yasaklara bile konu olan bir kahve Avrupa’dan itibaren yolu açıyor.
Brezilya kahvesinin hikayesi çok ayrıymış hakikaten 🙂
Bira ile kahvenin kıyaslanarak yorumlanması anlamış değilim ama tarih her şeye açık olduğu için çok da şaşırmamak gerek.