Son dönemde kahve severlerin sıkça duymaya başladığı 3. nesil kahve, birçok kişi tarafından anlaşılamayan konulardan biri. Peki nedir bu 3. nesil kahve dedikleri?
Kahve severlerin kafasını karıştıran konuların başında gelen 3. nesil kahve, birçok soruyu da beraber getiriyor. Yazının sonuna geldiğinizde aklınızdaki tüm soruları yanıtlamayı umuyoruz, ancak merak ettiğiniz tüm konuları yorum kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Kahve Nesilleri
Kahvenin tarihine bakıldığında farklı dönemlerde farklı metot ve amaçların kullanıldığını görebilirsiniz. 1800’lü yıllardan başlayarak günümüze kadar uygulanan kavurma ve pişirme yöntemleri, kahvenin gelişimi için farklı amaçlara hizmet etmişlerdir.
Günümüzdeki kahve tüketim alışkanlıklarını da şekillendiren bu akımlar, dönemsel olarak farklılık gösterse de aralarındaki geçiş her zaman net değildir.
Tüketimin arttırılması ve özel kahvelere yönelimi sağlayan ilk iki neslin arkasından gelen 3.nesil kahvenin de alışkanlıkları belirli bir yöne çekme amacı taşıdığı inkar edilemez.
Üçüncü nesil kahve çeşitlerini incelemek ve online sipariş vermek için Kuruyemiş Borsası‘nı ziyaret edebilirsiniz.
Birinci Nesil Kahve
3. nesil kahveyi anlayabilmek için önceki nesilleri incelemek önemlidir. 1. nesil kahve adı verilen akım, 1800’lü yıllardan başlayarak yaklaşık 150 yıl boyunca kahvedeki ana akım olmuştur.
Kahve tüketimini arttırmayı ve her mutfağa kahve sokmayı amaçlayan bu akım, günümüzde de varlığını belirli markalarla devam ettirmektedir.
Birinci neslin kahveye en önemli katkısı ise, vakumlu paketlerin icat edilmesi ve kahve çekirdeklerinin daha uzun süre taze kalmasını sağlamak olmuştur. Günümüzde marketlerde satılan paket kahvelerde de kullanılan bu yöntem, kahvenin raf ömrünü uzatarak yaygın şekilde satışa sunulmasına yardımcı olmuştur.
Bu neslin ikinci önemli katkısı ise, hazır kahvenin üretilmesine olanak vermektir. Nescafe ve Jacobs gibi markaların satışa sunduğu hazır kahveler, 1900’lü yılların başında ortaya çıkmış ve kahve kültürünü kökten değiştirmiştir.
İkinci Nesil Kahve
1970’li yıllarda ortaya çıkan ikinci nesil kahve akımı, birinci neslin katkılarından da faydalanarak kahve deneyimini özelleştirmeyi amaçlamıştır.
Birinci neslin kahvenin tadından ve kalitesinden ödün vermesine tepki olarak ortaya çıkan akım, kahve severlerin istekleri ve beklentileri üzerinden şekillendirilmiş ve bu sayede başarılı olmuştur.
Kahve tüketicilerinin içtikleri kahvede kullanılan çekirdeklerin orijinini ve kullanılan teknikleri bilmek istemesiyle başlayan akım, günümüzde etkili olan ana akımdır.
Kahve tüketimini alışkanlıktan keyifli bir deneyime dönüştüren akım, kahveye olan ilgiyi arttırmıştır. İkinci neslin kahve severlere en büyük katkısı, farklı bölgelerin çekirdeklerini ve değişik teknikleri deneyimlemelerini sağlamasıdır.
İkinci neslin en önemli temsilcisi Starbucks’tır. 1987 yılından itibaren ikinci neslin en önemli markası haline gelen ve diğer markaların da takip ettiği kahve devi ile ilgili bilgilere ”Geçmişten Günümüze Starbucks Kahve Zinciri” içeriğimizden ulaşabilirsiniz.
Nedir Bu 3. Nesil Kahve Dedikleri?
Birinci ve ikinci neslin kahveye olan katkıları yadsınamayacak kadar büyük. Peki her şey yolunda giderken ortaya çıkan 3. nesil kahve nedir?
Diğer akımlarla kıyaslandığında oldukça yeni olan 3. nesil kahve terimi, ilk defa 2002 yılında Trish Rothgeb tarafından kaleme alınan bir makalede kullanılmıştır.
Birinci akımın kaliteden verdiği ödün sonucu ortaya çıkan ikinci nesil, kahve deneyimini odağına almış ve pazarlama çalışmalarını bu doğrultuda yürütmüştür. 3. nesil kahvenin odağında ise kahve vardır.
Kaliteli Kahve Çekirdekleri Öne Çıkıyor
Kaliteli kahveyi merkezine alan akım, kahve çekirdeğinin yetiştirildiği işletmeye kadar tüm bilgileri tüketicinin de görmesini amaçlar. Kahve dünyasında giderek artan şeffaflık talebinin sonucu olarak ortaya çıkan akımla, çekirdeğin geldiği alanın toprak cinsini ve işleme metotlarını da inceleyebilirsiniz.
Tüketicileri bilinçlendirmeyi de hedefleyen akım, kaliteli çekirdekleri ve direkt ticareti esas alır. Bilinçli tüketicilerin kahveyi bir sonraki aşamaya taşıyacağına inanan 3. nesil kahve markaları çeşitli eğitimler düzenleyerek bu hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlar.
Direkt ticaret sayesinde kahvenin yetiştirildiği bölge ile ilgili tüm bilgilere erişebilen 3. nesil kahve markaları, müşteri ilişkileri konusunda da diğer akımlardan farklılaşır. Bu markalardaki baristalar, tercih ettiğiniz kahve ile ilgili tüm bilgileri birinci elden sizinle paylaşır.
Kahvenin de şarap gibi özel içecek olarak değerlendirilmesini sağlamayı amaçlayan akımın ülkemizde de birçok temsilcisi bulunuyor. Özel demleme teknikleri kullanılan bu işletmeler arasında en öne çıkanlar ise MOC, Walters Coffee ve Coffeetopia’dır.
3. Nesil Kahvenin Gelişimi
2002 yılında ortaya atılan 3. nesil kahve terimi, zaman içerisinde kendini tanımlamaya devam ediyor. Diğer akımlardan ürünü merkeze alarak ayrışan 3. nesil kahve sayesinde kahve deneyiminin değişeceğini ön görmek çok da yanlış olmayacaktır.
Amerika’da bulunan Özel Kahve Birliği (Specialty Coffee Association / SCA) tarafından yapılan değerleme sonucunda her ürüne 100 üzerinden bir puanlama verilir. 60 puan üzerinde alan ürünler ticari kullanım olarak işaretlenir. 80 üzerinde puan almayı başaran ürünler ise özel kahve olarak gruplandırılır. Bu özel kahveler çoğunlukla doğru iklim ve toprakta yetiştirilen, üretiminde ve işlenmesinde özel yöntemler kullanılan çekirdeklerdir.
Bu özel kahveleri temel alarak oluşan 3. nesil kahve akımı, direkt ticaret sayesinde satın alım yaptığı üreticiyi ve üreticinin kullandığı metotları ilk elden öğrenir. Kahve deneyimini yeni bir aşamaya çekmeyi amaçlayan akım, ikinci neslin katkılarını da arkasına alarak ürünü merkeze alır.
Dördüncü Nesil Mümkün Mü?
Kahve akımlarını incelediğimizde gözümüze takılan ilk detay, kahvenin artık oldukça hızlı şekilde değişmesi oluyor. Yaklaşık 150 yıl süren birinci akım ve onu takip ederek 50 yıla yakın devam eden ikinci akımın arkasından gelen 3.nesil, şimdiden dördüncü neslin mümkün olup olmadığını sorgulamamıza neden oluyor.
Kahve deneyimini kökten değiştiren akımlar sayesinde günümüzdeki tüketim alışkanlıkları 3.neslin istediği yönde ilerlemekte. Eskiden kahvaltı sırasında ya da akşam yemeğinden sonra tatlı ile tüketimle sınırlı olan kahve, günlük hayatımızda çok daha özel bir yer kaplıyor.
Kahve ile Teknoloji Bir Araya Geliyor
Dördüncü akımın ne olacağı ise kahve severler arasında büyük merak konusu. Gelişen sektör ve değişen tüketici alışkanlıkları, kahvenin daha birçok değişikliğe gebe olduğunun en büyük işareti. Ancak dördüncü dalga ile ilgili tüketiciler arasında fikir ayrılıkları olduğu da bir gerçek. Bazı kahve severler akımların yarattığı değişimlerden bıktıklarını belirtirken, diğerleri ise şimdiden dördüncü akımın ne getireceği hakkında tahminlerde bulunuyor.
Birinci nesil sayesinde evlerimizin vazgeçilmez ürünlerinden biri haline gelen kahve, ikinci akım ile birlikte onlarca dünya devi kahve markası yarattı. Üçüncü nesil ile birlikte sadece birkaç şubesi olan ve kaliteye öncelik veren işletmelerin ortaya çıktığına şahit oluyoruz.
Dördüncü neslin, kendisinden önceki nesilleri birleştirerek tamamen lokal işletmelere yol açacağını tahmin etmek yanlış olmaz. Büyük markaların etkisinden yavaş yavaş kurtulan kahvenin gideceği yönü ise yine kahve severler belirleyecek.
Teknoloji ile birleşerek kahve deneyimini kökten değiştireceği varsayılan dördüncü dalga, küçük ve lokal işletmelerin etki alanlarını genişletmesi ile hız kazanabilir. Servis alanını genişleterek tek bir işletme ile geniş bir alana hizmet verebilen işletmelerin sektörü ve kahve deneyimini nasıl değiştirebileceği ise büyük bir merak konusu.
Kahve severleri hayal kırıklığına uğratmayacağını düşündüğümüz dördüncü dalga için bir süre daha beklememiz gerektiği ise aşikar. Şimdilik 3. nesil kahvenin keyfini çıkartalım.